Yargıtay
5.Hukuk Dairesi

2014/10277 E.
2014/17055 K.

Taraflar arasındaki geçici ruhsat verilmesi şartıyla davacıya ait taşınmazın bedelsiz olarak yola terk edilmesinden sonra, şartın yerine getirilmemesi nedeniyle bedelsiz olarak devredilen taşınmazın geri alınması, bu mümkün olmazsa bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, geçici ruhsat verilmesi şartıyla davacıya ait taşınmazın bedelsiz olarak yola terk edilmesinden sonra, şartın yerine getirilmemesi nedeniyle bedelsiz olarak devredilen taşınmazın geri alınması, bu mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın idari yargı görevli olduğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede; yola terk işlemi, Yıldırım Belediye Encümeni’nin kararına istinaden geçici ruhsat verilmesi şartıyla yapılmıştır. İnşaat ruhsatı işleminin dayanağı olan 02.03.1999 gün 275 sayılı Encümen kararı; Bursa Birinci İdare Mahkemesinin 21.02.2000 gün, 1999/799 Esas-2000/98 sayılı kararı ile iptal edilmiş; Danıştay Altıncı Dairesinin 2000/7602 Esas-2002/667 sayılı kararı ile de onanmıştır.

Bu durumda, davacı tarafından şarta bağlı olarak davalı idare lehine yola terk edilen taşınmazla ilgili olarak davalı idarece şart yerine getirilmediği gibi taşınmazın eski hale getirilmesi de mümkün olmadığından, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği tüm dosya kapsamı ile sabittir.

16.05.1956 gün 1-6 esas ve karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açabilir. Taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri Adliye mahkemeleridir.

Bu itibarla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, 11.02.1959 gün ve 17-17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına yanlış anlam verilerek görevsizlik kararı verilmesi,

Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12.06.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.